Albüm: Güncel Tıbbi Haber & Araştırmalar
Bilim insanları düşünce kontrolü yoluyla genleri değiştirebilen bir yöntem geliştirdiler!
Bilim insanları düşünce kontrolü yoluyla genleri değiştirebilen bir yöntem geliştirdiler!
İsviçreli
bilim insanları, zihin gücünü kullanarak genleri aktive edebilen bir yol
buldular. Bu metot, özel olarak tasarlanmış hücrelerde protein yapımında
ihtiyaç duyulan genleri aktive eden kızılötesi olarak kontrol edilebilen LED
ışığı açmak için beyin dalgalarını kullanıyor.
Bu
yöntemin oldukça fütüristik olduğunu söyleyen bilim insanları, ileride epilepsi
gibi hastalıkların tedavi edilebilmesi için bu yöntemin kullanılabileceğini
söylüyorlar. Nature Communications’ta yayımlanan, fareler ve insanlar üzerinde
çalışılan bu araştırmanın teorik olarak çalışabilmesi şimdilik mümkün. Ancak
uygulamalarda nasıl sonuç vereceği ve mekanizmasının tam olarak nasıl işlediği
henüz netlik kazanmamış durumda. Üstelik çalışmanın oldukça multidisipliner
olmasından ötürü farklı tip deneylerde nasıl sonuç elde edileceği araştırılma
safhasında.
Bu
yöntemin özeti kısaca şuna dayanıyor: zihin kontrolü yoluyla gen ifadesinin
değiştirilip farelerin derilerinin altındaki nakil edilmiş bölgedeki protein
(SEAP) üretimi artırmak.
Beyin dalgaları tarafından aktive
edilen LED ışık
Araştırmacılar
ilk önce, LED ışığın varlığında genin açılmasının ve ardından SEAP (bir çeşit
embriyonik alkalin fosfataz) proteinin sentezinin tetiklendiği genetik olarak
değiştirilmiş bir hücre tasarladılar. Ayrıca hücreleri uzaktan kumanda
edilebilen kızılötesi ışık içeren farelerin derilerinin altındaki küçük bir
nakil odasına yerleştirdiler.
Düşüncenin
gücü
Deneyde,
elektroensefalografi (EEG) cihazına bağlanmış gönüllülerden, Mindflex adındaki,
düşünce yoluyla oyundaki topun kontrol edilebildiği bir bilgisayar oyununu
oynamaları istendi. Oyun esnasında katılımcılar gerilim ve rahatlık durumlarını
da içeren üç farklı zihinsel hali yaşadılar. Gönüllüler oyuna odaklandığında,
beyin dalgaları, kızılötesi LED ışığı açmak ve SEAP proteinini üretmek için
farelerin altındaki bir “alan jeneratörüne” döndü. Önce katılımcıların beyin dalgaları, farenin
deri altına nakledilmiş ışığı yaktı. Bu ışık da ışığa duyarlı genlerin
aktivasyonunu sağladı. Ardından sentezlenen protein, deri altında aydınlanmış
olarak görülen nakil bölgesinden kan dolaşımına geçti. Deneyde, düşünce yoluyla
elde edilen sinyaller vasıtasıyla gen ifadesinin değiştirilmesi başarıyla gözlendi.
Deney farelerinin deri altına
nakledilen ışık bölgesi
Araştırmanın
lideri, İsviçre Teknoloji Enstitüsünde biyomühendislik ve biyoteknoloji
profesörü Martin Fussenegger, çalışma hakkında şunları söyledi:
“Düşüncenin gücüyle gen ifadesini kontrol
edebilmek, bizim uzun yıllardır kovaladığımız bir hayaldi.”
Bu
çalışma, teknolojinin eninde sonunda tıbbi tedavilerde kullanılabileceğinin ilk
kanıtı olmuş durumda. Bu nedenle çok önemli bir adım. Profesör sözlerine şöyle
devam etti:
“Örneğin, epileptik krizden önce var olan
spesifik beyin dalgaları, hasta henüz farkına varmasa bile hastalığın tedavisi
için kullanılabilir. Ayrıca kronik
ağrıları olan hastalarda, hastalığa özgü ağrı kalıpları olduğuna inanıyoruz ve
bunları engellemek, önlemek ya da hafifletmek için bu yeni yöntemin
kullanılabilir olduğunu düşünüyoruz.”
Fussenegger’in
ayrıca belirttiği bir nokta daha var. Gen ifadesinin düşünce yoluyla kontrol
edilmesinin, gen transkripsiyon biyokimyasıyla herhangi bir ilgisi yok. Yani
düşünce kontrolüyle sıfırdan istediğimiz şekilde bir gen sentezleyemeyiz, ancak
var olan genin ifadesini ve aktivasyonunu bir nebze değiştirebiliriz.
Imperial
College London’da biyomedikal sensörler profesörü olan Martyn Boutelle ise şunları
söyledi:
“Araştırmayı yapanlar, uzak gelecekte,
hastaların zihinsel durumlarının tedavi amaçlı bu yeni çalışmaların
kullanılarak nasıl öğrenilebileceğini birçok farklı teknolojiyi bir araya
getirerek gösteriyorlar.”
Bu
araştırmayı incelediğimizde aklımıza bir soru takılabilir. Neden mutlaka bir
şeyi düşünüp ardından genlerin aktive olmasını bekleyelim? Herhangi bir tuş
vasıtasıyla bir şey düşünmeye ihtiyaç olmaksızın da genler aktive olabilirdi?
Bu
soruya ise şöyle cevap veriliyor:
Bu
teknoloji ilk olarak, çevresiyle fiziksel olarak her türlü iletişimi kesilmiş
ya da hareketi kısıtlanmış, ancak zihinsel sağlıkları yerinde olan bireyler
için tasarlanmış durumda.
Araştırmada
kullanılan uzaktan kumanda edilebilen LED ışıklar
Çalışmanın
pratik sonuçları henüz görünür değil fakat ileride nöroloji, biyokimya, anatomi
gibi birçok disiplinin birlikte çalışmasıyla çok daha geliştirebilir olduğu ve
özellikle sinirsel hastalıkların tedavisinde bir umut olabileceği, şimdiden
konuya ilgi duyan bilim insanlarını heyecanlandırıyor.
Kaynaklar
1. BBC
4. Independent
6. Invivogen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Soru ve görüşlerinizi yapıcı üslûp dahilinde lütfen bildiriniz.